CUMA CAMİ
[kaya_qrcode_dynamic]

Osmanlı zamanında küçük yerleşim yerlerinde sadece Cuma namazı ve bayram namazlarının kılındığı camilere “Cuma Camisi” denildiği için bu camide bu amaçla yapılmıştır. Günümüzde Cuma Cami, bütün vakit namazlarının kılındığı bir cami özelliğindedir. Bununla birlikte, büyük yerleşim yerlerinde adı “Namazgâh” ya da “Selatin Cami” olan camilerde de sadece Cuma ve bayram namazları kılınmakta idi.

Cuma Cami, yığma ve düzgün kesme taşların kullanılması sonucu yapılmıştır. Caminin ön cephesi üç kemerlidir ve kemerlerin ortası metalden yapılma olup, camekânlıdır. Burası sonradan yapılarak son cemaat kısmı oluşturulmuştur. Son cemaat yerinde kıble yönünü göstermek için duvara mukarnas biçiminde oyularak yapılmış mihrabiye bölümü vardır. Caminin asıl giriş kapısı doğu yönündedir ve düzgün kesme taşlardan yapılmıştır. Kapının sövesi de yine kesme taştandır. Söve üzerinde caminin kim tarafından yapıldığını belirten Osmanlıca bir kitabe yer alır. Kitabede;

“Hazihi’l-bina el-mescid-el sultan’ül azam Selim Şah bin Bayezıd Han Ali bin Şehsuvar Beğ. Sene 926”

Kitabesinden, caminin Hicri 926, Miladi 1519-1520 yılında Şehsuvaroğlu Ali Bey tarafından yaptırıldığı anlaşılmaktadır. Balım Sultan Hazretleri’nin Türbesi ile Pir Evi’nin kalem işi süslemeleri de yine aynı tarihte Ali Bey tarafından yaptırılmıştır. Buradan şu anlaşılıyor ki; Dulkadiroğulları Beyliği’nin Hacıbektaş’ta yapmış olduğu iki imar faaliyeti olmuştur; bunlardan birisi Balım Sultan Türbesi, bir diğeri de Cuma Camisi’dir.

Caminin kapısından içeri Harim bölümüne girildiğinde kuzey-güney doğrultulu dört kemerli bir yapı ile karşılaşılır.  Kemerlerin birleştiği ayak noktasında İon tarzı iki adet volütlü sütun başlığı kemerleri taşıyıcı mimari unsur olarak burada sütun altlığı olarak kullanılmıştır. Ancak bu sütun başlıklarının devşirme malzeme olarak mı burada kullanıldığı yoksa burasının camiden önce başka bir ibadet yeri mi olduğu, örneğin kiliseden dönüştürülmüş olabileceği de düşünülmelidir. Ya da cami yapıldıktan sonra bir onarım yapıldığı esnada bu sütün başlıkları buraya getirilmiş ve devşirme malzeme olarak kullanılmış olabilir.

Caminin mihrabı oldukça sadedir ve duvarın oyulması sonucunda yapılmıştır. Mihrabın sağında ahşaptan yeni yapılmış el işçiliği minber görülür. Mihrabın solunda son cemaat yerine açılan bir pencere vardır. Caminin duvarlarında yedi adet niş yerden hafifçe yüksek olarak yapılmıştır. Caminin tavana yakın yerlerinde aydınlatma ve havalandırma maksatlı yapılmış yedi pencere vardır. Pencereler, kuzey-güney ve doğu-batı yönlerindedir.

Caminin minaresi oldukça küçüktür ve dört sütununun etrafı açıktır. Minarenin madeni küçük bir alemi vardır. Minareye taştan yapılmış bir merdiven yardımı ile çıkılmaktadır. Minarenin Kapadokya Bölgesi’nde yer alan kilise kulesine oldukça benzer özellikte olduğu hemen göze çarpar. Caminin kubbesi olmayıp, hem Harimi dıştan örten çatısı hem de son cemaat yerinin çatısı düz dam şeklindedir.