16-18 Ağustos Hacı Bektaş Veli’yi Anma Törenleri
QR Code

2021 Tören Programı

Milli Eğitim Bakanlığı’nın 22 Mayıs 1964 tarih ve 1935 sayılı yazılarıyla Hacı Bektaş Veli Dergahı’nın 16 Ağustos 1964 tarihinde “Hacıbektaş Müzesi” olarak açılmasına karar verilmiştir.

Hacı Bektaş Veli Dergahı, Müze olarak 16 Ağustos 1964 tarihinde açıldığı gün, “1 Ulusal 16 Ağustos Hacı Bektaş Veli’yi Anma Törenleri ve Kültür-Sanat Etkinlikleri” yapılmıştır. Artık bundan sonra 16 Ağustos günü, sembol gün olarak kabul edilmiş ve etkinliklerin her yıl 16 Ağustos’ta yapılmasına karar verilmiştir.

“Açılıştan bir gün önce, Hacıbektaş İlçesi’ne geldim. Kaymakam ve Belediye Başkanı ile görüştüm. Tören programını bir daha gözden geçirdik. Müzeyi ertesi gün 16 Ağustos 1964 tarihinde saat 14’de Belediye Meydanında yapılacak bir törenle açmayı kararlaştırdık. İlçe’de otel bulunmadığı için Ziraat Bankası’nın lojmanında misafir edilmiştim. O gece uyuyamadım. Kamyon, otobüs, at arabaları, kağnı gürültüleri gece yarısı başladı. Yüzlerce, binlerce insan Hacıbektaş ilçesine akın ediyordu. Meğer Hacıbektaş’taki Çelebiler, her tarafa haber salmış: (-16 Ağustos günü ceddimizin Türbesi ve Dergâhı açılacak. Herkes davetli, Çelebinin evindeki lokmaya buyurunuz!). Hediyesini alan Hacıbektaş’a koşmuş.

Sabah Müze Müdürü Ali Sümer geldi: (-Efendim, köylerden, kentlerden en az on beş bin kişi Hacıbektaş’a geldi. Müze kapısına dayandılar. Zor durumdayım.) dedi. Hemen Kaymakam’ı aradım. Bir manga jandarma kapıyı tuttu. Tören yapmanın, törende konuşmanın imkanı yoktu. Millî Eğitim Bakanlığı Müsteşarı Nuri Kodamanoğlu da Hacıbektaş’a gelmişti. Durumu o da yerinde gördü. Kalabalık, Müzeye girecek olursa ne vitrinler ne de müze kalırdı. Nevşehir’den gelen Jandarma da yetersizdi. Çaresiz, Kayseri Valiliği’nden yardım istendi. Oradaki Yurtiçi Komutanlığı’ndan kamyonlara bindirilmiş yüz kadar asker getirildi. Bunlar müzeyi kuşatarak koruma altına aldılar. Kalabalığa sık sık anonslar yapıldı. Müzenin cümle kapısının bulunduğu Birinci Avlu önünde iki sıra halinde sıraya girmezlerse, açılışın yapılamayacağı duyuruldu. Öğleden itibaren jandarmanın gözetimi altında sıralar yapıldı.

Dergâh’a içeride hiç durulmadan cümle kapısından girilerek, arka kapıdan çıkmak suretiyle bir ziyaret düzeni kuruldu. Geç saatlere kadar süren ziyaret yavaş yavaş hafiflemeye başlamıştı. Bu önlemler alınmasaydı, kalabalık birbirini çiğneyecek; müze eşyaları, hatta bina tahrip olacak, bazı ölümler olabilecekti. Ertesi gün ziyaretçi sayısı azaldı. O gün giriş ücreti alınmaya başlanmıştı. Hacı Bektaş Dergâhı Müzesi böyle açılmış, biz de Ankara’ya dönmüştük.”( Mehmet ÖNDER,  30 Yıllık bir Hatıra Hacı Bektaş Dergahı Nasıl Açıldı?)

16 Ağustos 1967 Hacı Bektaş Veli’yi Anma Törenleri ve Kültür-Sanat Etkinlikleri

“16 Ağustos Hacı Bektaş Veli’yi Anma Törenleri ve Kültür-Sanat Etkinlikleri, 1964 yılından itibaren Hacıbektaş Turizm Tanıtma Derneği tarafından düzenlenmeye başlanmıştır. 12 Eylül 1980 tarihinde dernek kapatılınca, 1984 yılına kadar etkinlikleri Hacıbektaş Kaymakamlığı düzenlemiştir. Anma Törenleri ve Kültür Sanat Etkinlikleri, 1984 yılından itibaren her yıl Hacıbektaş Belediye Başkanlığı tarafından düzenlenmektedir. Anma Kurulu ve Alevi-Bektaşi Kurumlarının katılımı ile yıllardır imece usulü büyük bir özveri gösterilmektedir.”

16-18 Ağustos günlerinde Hacıbektaş’a gelen Canlar için öncelikle kutsal yerlerin ziyaret edilmesi çok önemlidir.  Hacı Bektaş Veli Türbesi ve Müzesi, yıl içerisinde en çok ziyaretçiyi ağustos ayında özellikle de bugünler de görür ve kabul eder. Sonra Çilehane-Delikli Taş, Kadıncık Ana Evi ve Bektaş Efendi Türbesi’de en çok ziyaret edilen yerlerin başında gelir. Beştaşlar ve Dedebağı da yine ziyaretçilerin sıklıkla uğradığı kutsal mekanlar olup, Çilehane’de olduğu gibi buralarda da lokmalar pişirilip yenilmekte, misafirlere ikram edilmektedir.

“16 -18 Ağustos Hacı Bektaş Veli’yi Anma Törenleri ve Kültür Sanat Etkinlikleri, Ülkemizin en eski ve köklü kültür sanat etkinliklerinden biridir.”

“Çocukluğumda beni en çok heyecanlandıran uzun geçen kış günlerinin bitmesi ve yaz mevsiminin gelmesiydi. Aradan geçen bahar okul günlerinin içinde kaybolup giderdi. Bozkırda yaşıyorduk ve her mevsim kendi geçişini ispat etmek istercesine birbiriyle yarışıyordu. Benimse bu yarışta sevdam yazdı. Buralarda herkes çok sıkılır, çocuklar daha bir sıkılırdı. Sıkıntım yaz mevsimi gelince yerini bir beklentiye bırakırdı. Ağustos ayının gelmesini beklerdim, beklerdik.. hem de hepimiz… Kimdi bu bekleyenler; Hacıbektaş halkı, Anadolu’nun aydınlık yüzlü insanları, en önce de çocuklar, kadınlar, ozanlar, işçiler, memurlar, çiftçiler, geçim derdinde olanlar, bir şeyleri anlatmak derdinde olanlar, bir şeyleri dinlemek isteyenler, susmayanlar. Ağustosun 16’sı geldiğinde de artık Anadolu coşardı; Türkmenlerle, Alevilerle ve Abdallarla… O zaman işte! beklediğimize değdi derdim. Kalabalıklar içinde olmak, bir arada yaşamak güzel gelir, bana kendimi iyi hissettirirdi.

16 ağustos etkinliklerinin içeriğini kültür ve sanat ağırlıklı programlar oluşturmaktadır. Alevi-Bektaşi öğretisinin yaşatılması, aktarılması etkinliklerin ana konusudur. (Cem törenleri, Semahlar, Nefesler ve Deyişlerinin okunması gibi) Bununla birlikte; tiyatrolar, paneller, konserler, sergiler düzenlenmektedir. Ayrıca şiir ve öykü yarışmalarında dereceye girenlere de ödüller verilmektedir. Anma törenleri ve etkinliklerin geçmiş zaman programları içerisinde Mehteran takımı, folklor gösterileri, güreş müsabakaları da yer alırdı.

“ 16 -18 Ağustos Hacı Bektaş Veli’yi Anma Törenleri ve Kültür Sanat Etkinlikleri’nde; Aşık Veysel, Aşık Mahzuni Şerif ve Neşet Ertaş gibi değerlerimiz de yer almış ve Anadolu insanıyla birlikte deyişler, türküler okumuştur.”

“16-18 Ağustos tarihlerinde Hacıbektaş’ta yürüdüğünüz her sokakta, caddede Alevi-Bektaşi deyişlerinin okunduğunu duyar, semahların dönüldüğünü görürsünüz. Hacı Bektaş Veli aşkına, Anadolu’nun her bir tarafından akın akın gelmiş yüce gönüllü, iyi kalpli insanları yeri gelir Dergahın etrafında, yeri gelir Çilehane’de, bazen de Beştaşlar’da saz eşliğinde dost muhabbetine otururlar. Hacıbektaş’ın yerli halkı her zaman olduğu gibi yine ev sahibidir ve misafirlerini Hz. Ali gelmiş gibi kabul eder. Onları evinde ağırlar, sofrasını açar. Hacıbektaş’a gelen Canlar, kendilerini sanki ana baba ocağına, kendi evlerine gelmiş gibi hissederler, bu topraklarda huzur bulurlar. Akşamdan sabaha kadar süren sohbetler edilir. Hacı Bektaş Veli’nin gönül zenginliği, hoşgörüsü, güvercin donunda Sulucakarahöyüğe gelmesi, “İncinsen de incitme!” diyen sözleri güzel yüreklerde gönülden dile gelir; saz olur, söz olur, cem olur. Aslanlı Çeşme’den, Akpınar’dan, Zemzem pınarından kana kana su içilir; eşe, dosta bu çeşmelerden akan sulardan götürülmesi de hiç unutulmaz. Bozkır sıcağında bir araya gelen ve yürekleri Hacı Bektaş Veli ile dolu olan Canların kalpleri artık burada bir olur. Onlar, bu üç gün içinde Hacıbektaş’ta bir dünya yaratırlar; o dünyanın içinde de her şeyi bir tarafa bırakıp kendilerini bulurlar, hal olurlar.”

“16 -18 Ağustos Hacı Bektaş Veli’yi Anma Törenleri ve Kültür Sanat Etkinlikleri, 1990 yılına kadar “Ulusal” nitelikte yapılan bir etkinlik iken, 1990 yılından itibaren “Uluslararası” nitelikte yapılan bir etkinlik olmuştur. Artık, 16 -18 Ağustos Hacı Bektaş Veli’yi Anma Törenleri ve Kültür Sanat Etkinlikleri, Ulusal ve Uluslararası yapılan bir etkinlik kimliği kazanmıştır.”

“Bir yerde Anadolu Türkmeninin haccıdır Hacıbektaş’a gelmek. Alevilerin-Bektaşilerin özlemidir buralarda olmak. 16 ağustosta, Anadolu’nun ortasında büyük bir meydan kurulur. Aslında bu kurulan insanlık meydanıdır, gönül meydanıdır, kültür meydanıdır. İlkbahardan sonra yaşanan asıl bahar, bu bahardır. Canlar, ne kadar susamıştır saza, söze, muhabbete, bir arada olmaya. Onlar, Pir Sultan, Şah Hatayi, Nesimi ve nice ozanın deyişleri etrafında pervane olurlar, büyülenirler. Gece gündüz birbirine karışır bu zamanlarda. Kimse bırakamaz o cemi, semahı; O sazı, o meydanı. Aslında bu günler, bir yerde herkese iyi gelen büyük bir bayramlaşmadır.”

16 -18 Ağustos Hacı Bektaş Veli’yi Anma Törenleri ve Kültür Sanat Etkinlikleri’ne sayısı yüzbinlere varan insan gelmektedir. Ancak, etkinliklerin sönük geçtiği bazı üzücü dönemler de olmuştur. 2 Temmuz 1993 Sivas Katliamı (Madımak Olayı) nedeniyle 16 Ağustos etkinlikleri yas havasında geçmiştir. Etkinliklerin 2. gecesi meydana gelen 17 Ağustos 1999 Depremi’nde de etkinlikler 17. gece ve 18’nde iptal edilmiştir. Tüm dünyayı etkisi altına alan COVID 19 virüs salgını nedeniyle 2020 yılında da etkinliklerin kapsamı daraltılmış, bunun neticesinde de katılım az olmuştur.

16 -18 Ağustos Hacı Bektaş Veli’yi Anma Törenleri ve Kültür Sanat Etkinlikleri’nin tarihi Hacıbektaş Belediye Başkanlığı tarafından çözüm getirilemeyen bazı sebeplerden dolayı ilk kez 2017 yılında değiştirilmiş ve Ekim ayına alınmıştır. Aynı uygulama 2018 yılında da devam etmiştir. Etkinliğin tarihinin değiştirilmesi ve ekim ayına alınması, 2017-2018 yıllarında Hacı Bektaş Veli’yi Anma Törenleri ve Kültür Sanat Etkinlikleri’ni oldukça olumsuz etkilemiş; etkinlik, tarihindeki en az katılım zamanlarını yaşamıştır. Hacıbektaş Belediye Başkanlığı tarafından 2019 yılında tekrar eski tarihi olan 16 Ağustos gününe alınmıştır.

“ 16 -18 Ağustos Hacı Bektaş Veli’yi Anma Törenleri ve Kültür Sanat Etkinlikleri’nde 1994 yılından itibaren her yıl Hacı Bektaş Veli Dostluk ve Barış Ödülü verilmeye başlanmıştır. 1994 yılında ilk ödül, Yazar Lütfü KALELİ’ye verilmiştir. Sivas Olayları’nın 10.yılında Dostluk ve Barış Ödülü “Onur Ödülü” olarak Pir Sultan Abdal Dernekleri Genel Merkezi’ne verilmiştir. Aşık Mahzuni Şerif, Fikret OTYAM, İlhan SELÇUK, Arif SAĞ, Sabahat AKKİRAZ, Musa EROĞLU, İlhan BAŞGÖZ, Şakir KEÇELİ, İsmet Zeki EYÜPOĞLU gibi sanatçılarımız, düşünce fikir insanlarımız da bu ödüle layık görülmüşlerdir.”

*16 Ağustos 2023 tarihinde “30. Hacı Bektaş Veli Dostluk ve Barış Ödülü”ne Avukat Şenal SARIHAN layık görülmüştür.

*16 Ağustos 2023 tarihinde “4. Hacı Bektaş Veli Onur Ödülü”ne Prof. Dr. Sırrı BEKTAŞ layık görülmüştür.