Menekşe SÜMER
[kaya_qrcode_dynamic]

Sanatçı, 1967 yılında Hacıbektaş’ta doğdu. İlkokulu yaşadığı Hacıbektaş’ta Sungur Çiftliği’ne yakın Çivril köyünde okudu. Çiftlikte ineklere bakarak, toprakta çalışarak çalışmaya başladı. Fırsat buldukça resim yapmaya devam etti. Hiçbir eğitim almadan kendi tarzını oluşturan Sümer’in, kendi kültürü olan Alevi-Bektaşi kültüründen etkilendiği resimlerinde görülmektedir.

Türkülerimiz, deyişlerimiz ve semahlarımızın yansımaları resimlerinde en göze batan konulardır. “Saz”, resimlerinde kullandığı en önemli enstrümandır. Sanatçı, saz motifinin üzerine semah dönenleri, saz çalanları, turna kuşlarını nakış gibi işlemiştir.

Alevi-Bektaşi ritüellerinin aktarılmasında saz çok önemli olduğu için Sanatçı, sazı resimlerinin ana eksenine oturtmuş ve oradan Alevi-Bektaşi kültürünü aktarmaya, anlatmaya çalışmıştır. Ayrıca, gündelik yaşamın izleri de resimlerinde severek işlediği konular arasında yer almaktadır.

“Menekşe SÜMER, 2009 yılında 46. Ulusal, 20. Uluslararası Hacı Bektaş Veli Anma Törenleri ve Kültür-Sanat Etkinlikleri çerçevesinde Sazda Semah konulu resim sergisi düzenledi.”

SÜMER, resim yapmayı sevdiği kadar şiire de ilgi duymaktadır. Şiirlerinde tasavvufi konuları özellikle içinde bulunduğu Alevi-Bektaşi kültürünü yansıtmaktadır. Ayrıca toplumsal konuları da şiirlerinde işlemektedir. Sanatçı, İLASEM üyeliğine hak kazanmıştır.

GÖNÜL BAKIŞI

Erenlerin ermişlerin yana yana

Dost, diye aradıkları sen misin

Dertlilerin divanelerin döne döne

Can, diye aradıkları sen misin

Aklını gönlünü güzellere katanın

Gönülde sevdan yerinde muradın

Yedi cihanın sultanı Pir Hünkarın

Aşk, diye aradıkları sen misin

Çöllerde bulduğu mecnunun

Taşa tutulup öldüğü Leylanın

Seherde öpüp sevdiği bülbülün

Gül diye kokladıkları sen misin

Cennetten kullara geldi denenin

Canı başı yoluna koyup ölenin

Hakk aşkına yanarak varanın

Kabe, diye yüz sürdükleri sen misin

Sultanların sultanıdır onun maşuğu

Beladan belaya sürer garip aşığı

Her gönlün ateşinden tutuştuğu

Yar, diye yandıkları sen misin

Hakk’ı canından içerde bulmuşa

Dost derdinden derbeder olmuşa

Kara sevdalıya aşk sarhoşuna

Bade, diye sundukları sen misin