Güvenç GÜRSES
[kaya_qrcode_dynamic]

Sanatçı, 1952 yılında Hacıbektaş’ta doğdu. İlk ve ortaokulu Hacıbektaş’ta okudu. Kırşehir Erkek İlköğretmen Okulu’nu 1969-1970 öğretim yılında bitirdi. Nevşehir, Yozgat ve Ankara illerinde ilkokul öğretmeni olarak görev yaptı. Öğretmenlik yaparken 1978 yılında Gazi Eğitim Enstitüsü’nün Sosyal Bilgiler Bölümünü; 1992 yılında da Anadolu Üniversitesi Coğrafya Bölümü lisans programını tamamladı.

Ankara Mamak Ortaokulu’nda Sosyal Bilgiler Öğretmeni ve Müdür Yardımcısı olarak görev yaptı. 1983 yılında İlköğretim Müfettişi olarak Diyarbakır’a atandı. 1986 yılında Diyarbakır İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı oldu. Olağanüstü Hal Bölge Valiliği kurulunca Olağanüstü Hal Bölge Valiliği Genel Sekreteri olarak görev yaptı. 1987 yılında Milli Eğitim Müdür Yardımcısı olarak Kırklareli’ne atandı. İlköğretim Müfettişi olarak Mersin, Kırklareli ve Uşak illerinde görev yaptı. İzmir’de Maarif Müfettişi iken 2017 yılı Şubat ayında emekli oldu.

Şair yönü de bulunan Güvenç GÜRSES, çocukluk yaşlarından itibaren şiirle ilgilenmiştir. Bugüne kadar 7 şiir kitabı yayımlanmıştır. Şair, şiirlerinde Anadolu insanının yazgısını vurgularken bu yazgıya boyun eğen tavrını da eleştirip, bunun kader olamayacağını anlatmaya çalışmaktadır. Şiirlerinde dünyanın gidişini, düzenini, ülkenin gidişatı içinde yorumlayarak her daim umudu yeşertmektedir.

Atatürk devrimlerinin ve yurt sevgisinin yurttaş sevgisine dönüşmesini dizelerinde dile getiren Şair, toplumun her kesimine hitap etmeyi başarıyor. Hacı Bektaş Veli düşüncesini sürdürmekteki kararlığı da onu evrensel bir boyuta taşıyor.

“Güvenç GÜRSES’in; Gönül Dilinden, Gürses’lerin Yankısı, Yankılar, Yeniden Doğuş, Çınardan Duygular, Çığlık ve Umut isimli yayınlanmış şiir kitapları bulunmaktadır. Son şiir kitabı UMUT, 2021 yılında çıkmıştır. Şair bu kitabında, Alevilik-Bektaşilik ekseninde insan sevgisi üzerine yoğunlaşıyor. Günlük insan yaşamını yine insan halleri üzerinden değerlendiriyor.”

“İnsan izini bırakmalıdır dünyaya. Taşa can verenin, Yakup’un oğlu da bu izi bırakıyor kitaplarının her bir sayfasına. İçinin kanayan yanını, aslının yankısını, yurduna olan aşkını, inancını, umudunu ve var olmanın getirdiği her duyguyu dizelere döküyor. Ezilenlerin aklındaki inanç, şairin dilinde tekrar diriliyor. O’nun şiirlerinde; ağıtlar yakılıyor, semahlar dönülüyor, Cemler oluyor.”

GÜRSES, şiirin yanı sıra son yıllarda ahşap oyma sanatına yönelmiş ve kuru ağaçlara şekil vermeye başlamıştır. Ağacın yapısını hiç bozmaksızın onda gördüğünü bize yansıtmaya çalışan sanatçı, özellikle insan yüzlerini, hayvanları ve avizeleri kuru ağaçlardan ortaya çıkarmayı başarıyor.

“Güvenç GÜRSES’in Çilehane’de yer alan İnsanlık Anıt ve Müzesi’nde kuru ağaçlardan yapmış olduğu on beş adet eseri sergilenmektedir.”

Amatörce kurduğu http://g.gurses.tripod.com adlı internet sitesinde; babası Yakup Gürses, kızları Gizem Gürses ve Emrem Gürses ile kendisine ait şiirlerinin yanı sıra eğitimle ilgili düşüncelerini, hizmet içi kurslarda verilen bilgileri, ayrıca beğendiği ve öğretmenlere yararlı olacağını düşündüğü yazıları yayınlamaktadır.

HACI BEKTAŞ VELİ

İlim, irfan ile kurmuşsun pazar
Seni okumayan yolundan azar
Besmele Şerhi’nde sırların yazar
Yazınla oldun sen Pir Hacı Bektaş

Arı, arıtıcı, arif sen oldun
Aradın her şeyi kendinde buldun
İnsan cemaline sözünle doldun
Sözünle oldun sen Pir Hacı Bektaş

“İlim” dedin, “insan” dedin, “sev” dedin
Her neyi ararsan kendinde dedin
Arif arıtıcı, arıdır dedin
Özünle oldun sen Pir Hacı Bektaş

Yolun bilmeyenler şekle kayarken
Sen gibi Veli’yi meczup sayarken
Hurafeyle bizi çokça bayarken
Sen dedin; “Ara bul” Pir Hacı Bektaş

Makamı kırk derken, kapı da dördün
“Eşitim” diyerek kadını övdün
Ne insan ayırdın ne ise sövdün
İbadetin öz dil Pir Hacı Bektaş

Karanlığa ışık tutan sen oldun
Edep ve hayaca gönüle doldun
Her ne aradıysan insanda buldun
Gürses’e örneksin Pir Hacı Bektaş

KARA KAZAN

Kara Kazan, dergahtaki işleri
Görevin bilerek, çiğken pişleri
İçinde yoğurdun nice düşleri
Ne korlarda yandın sen Kara Kazan

Asırlarca tekkede vazife yaptın
İnandığın fikre sorgusuz taptın
Ne bir isyan ettin ne de sen saptın
Sabırla iş yaptın sen Kara Kazan

Kiler evden nohut buğday aldırdın
Aş evinde pişirmeye saldırdın
Dervişleri sofralara daldırdın
Nice aç doyurdun sen Kara Kazan

Doyurmaya tarlalardan deşirdin
Az gelen her şeyi özle şişirdin
Nice öküzleri çiğken pişirdin
Ne zor görev yaptın sen Kara Kazan

Gürses’i de Kara Kazan pişirsen
Bektaşi yoluna tezden düşürsen
Dört Kapı Kırk Makam yolu aşırsan
Bunu da başarsan sen sen Kara Kazan