Aleviler-Bektaşilerce kutsal kabul edilen Çilehane, Hacı Bektaş Veli Dergahı’nın doğusunda 3 km kadar uzaklıkta tepelik bir alanda yer almaktadır. İlçeye hakim bir konumda olan Çilehane, III. Derece Doğal Sit alanıdır ve mülkiyeti Hacıbektaş Belediye Başkanlığı’na aittir.
“ Hacı Bektaş Veli Türbesi ve Müzesi’nden sonra en çok ziyaret edilen yer; Çilehane&Delikli Taş’tır.”
Çilehane ismini burada bulunan ve halk arasında ‘Delikli Taş’ olarak bilinen büyük bir kaya parçasından almaktadır. Çilehane tepesine ‘Arafat Dağı’da denilmektedir. Çilehane tepesinde; Hacı Bektaş Veli Vilayetnamesi’nde de geçen ve kutsal kabul edilen; ‘Delikli Taş’, ‘Zemzem Pınarı’, ‘Minder Kaya’, ‘Kulunç Kaya’, ‘Kadıncık Ana Mevkisi’ ve ‘Cevher Deresi’ bulunmaktadır. Hacıbektaş Halk Mezarlığı da Çilehane’de yer almaktadır.
Çilehane tepesine çıktığınızda kuşbakışı; doğu yönünde Erciyes Dağı’nı, güney yönünde Hırka Dağı’nı ve Hasan Dağı’nı, kuzeybatı yönünde Kırlangıç Dağı’nı ve batı yönünde Ekecik Dağı’nı görebilirsiniz!
Çilehane tepesinin en yüksek yeri olan Delikli Taş’ın denizden yüksekliği 1386 m’dir.
Hacı Bektaş Veli Hazretleri ile Kadıncık Ana ve İdris Hoca arasında Çilehane’de geçen bir rivayet vardır. Hatta bu rivayette buradaki zemzem suyunun çıkışı da anlatılmaktadır.
Rivayet odur ki;
“Kadıncık ve İdris Hoca Hünkârın huzuruna durdular. Hz. Hünkâr “Bu vakitte niye geldiniz, ne istiyorsunuz?” dedi. Onlar da “Sultanım siz erenleri evimize davet etmeye geldik, evimizi şereflendireceğinizi ümit ediyoruz!” dediler. Hünkâr “Şimdilik burada ibadet etmeye niyetlendim. Başka yere gitmem!” dedi. Ne kadar ısrar ettilerse de razı olmadı. Kadıncık, hemen evine dönüp hazırda ne varsa bir sofraya koydu. Hünkârın huzuruna getirip “Lütfedin, yiyin. Bari soframıza bir hayır duanız olsun!” dedi. Hünkâr “Şimdilik yediklerim kafidir. Başka bir şey yemem, hayır duamız sizinle birliktedir!” dedi. Sonra Hünkâr varlığı o mescidin sağ köşesinde bir erbain çıkardı. Ne kadar yiyecek getirdilerse yemedi. Ne kadar davet ettilerse kabul etmedi. Kırk gün tamam olunca mescitten dışarı çıktı. Mescidin önünde üç tane büyük taş dikilmişti. Orada da bir erbain çıkarıp ibadet etti. Kadıncık ve İdris tekrar gelip davet ettiler, gitmedi. Ne kadar yemek getirdilerse el sürmedi.”
“Çilehane, Hacı Bektaş Veli’nin Suluca karahöyüğe geldiği ilk zamanlarda yaşadığı, erbain çıkardığı kutsal bir mekandır.”
Kırk gün tamam olunca Hünkar Arafat dağındaki çilehaneye geldi. Karanlık ve tenha bir mağara olduğunu gördü. O mağaranın önünde bir yeri mübarek parmağıyla dürttü. Latif bir su çıkıp aktı, gitti. Bugün bile bu pınar “Zemzem Pınarı” adıyla meşhurdur. Arafat Dağı’ndaki çilehaneyi ziyaret edenler kutsanmak için o pınarda yıkanırlardı. Hünkâr, o mağarada da çile çıkarıp ibadetle meşgul oldu. Yemek getirdiler yemedi. Kırk gün tamam olunca İdris “Kadıncık yarın kırk gün olacak, erenler muhtemelen erbain çıkarmak için başka bir tarafa doğru yola çıkar. Bizde mahrum kalırız. En iyisi ikimiz birlikte gidip yalvaralım, rica edip eline ayağına düşelim. Ümit edilir ki tenezzül eder, evimizi şereflendirir!” deyip sabahleyin Arafat Dağı’ndaki çilehaneye geldiler. “Lütfet Sultanım! Erenlerin işi murat vermektir.” dediler.
Hünkâr, “Bizim yükümüz ağırdır. Bizim aşıklarımız, sevenlerimiz çoktur. Bizim burada olduğumuzu duydukları zaman gelirler, sizlere zahmet verirler!” dedi. Bu sebepten bu yükü çekmede çok zahmet çekersiniz!” dedi. “Erenler Şahı, Allah’ın verdiği koyun, sığır, mal ve neyimiz varsa hepsini senin aşkına harcayalım. Onlar tükenirse bir dervişlik zembili verin, ‘Allah rızası için’ dediler. Bunun üzerine Hz. Hünkar onların bu kadar ısrar ettiğini görünce bir iki demeyip yerinden kalktı. İdris önde, Hünkâr arkasında, onun arkasında da Kadıncık, eve geldiler.”
Hacı Bektaş Veli Hazretleri’nin Çilehane’de geçen bir diğer rivayetinde ise yumruğuyla Çilehane ’ye bir pencere açması ve Delikli Taş’ın ortaya çıkması anlatılmaktadır.
Rivayet, odur ki;
“ O zaman Hz. Hünkâr Hacı Bektaş Veli, Arafat Dağı’ndaki mağarada ibadete niyetle oturmuştu. Ansızın Anadolu erenlerinden birkaç velayet eri Hünkâr ululuğunu görmeye geldiler. El öpüp birlikte oturdular. Erenler bir hayli gerçeklerden sohbet ettiler. Sırası geldiğinde “Erenler Şahı bu ibadet ettiğiniz yer güzel ve sevilen bir yer. Ama çok karanlık. Işık girecek bir yer yok. Keşke bir de penceresi olsaydı, çok iyi olurdu!” dediler. Hz. Hünkar Hacı Bektaş Veli o erenlerden bu sözü işitir işitmez çilehanenin dışarı gelen tarafına bir yumruk vurdu. Orada bir adam sığacak kadar yer açıldı. Hoş bir aydınlık oldu. O erenler bu velayeti görünce çok beğenip övdüler. Hünkârın kuvvetine şaşırıp kaldılar. Sonra veda edip makamlarına vardılar.”
O civarda var idi bir karataşdan gar
Üzerine çile-geh etmişdi o garı Hünkar
Çıkarup erbain ol garda çün leyl ü nehar
Geldi bir gün görüşüp Hızr ana dedi: “Ey yar
Nice bu penceresiz yerde durursun her bar”
İşidüp bu sözü Pir etdi keramet izhar
Urup ol taşa velayet elin ibn-i Kerrar
Açılup bir derice kaldı o gara asar
( Mehmed Ali Hilmi Dedebaba)
“Halk arasında özellikle Aleviler-Bektaşilerce delikli taştan geçenlerin günahsız olduğuna inanılmaktadır.”
Delikli taş, Çilehane’nin tepe noktasına yakın bir yerde yer almaktadır. Büyükçe bir kaya parçasının içi oyuk vaziyettedir. Bu oyuğa giren insanlar, küçük bir delikten dışarı çıkmaya çalışmaktadırlar. Delikten çıkmayı başaranlar, günahsız olduklarına inandıklarından kozmik alemde bir nevi yeniden doğmaktadırlar. Delikten çıkmak isteyip de bunu başaramayanlar ise bir adakta bulunarak günahlarından arınacaklarına inanmaktadırlar.
“Hacıbektaş’ta iki tane ‘Kızılca Halvet’ vardır. Bunlardan birisi Hacı Bektaş Veli Dergâhı’nın en eski yapısı olan Kızlca Halvet’tir ve Pir Evi’nde yer almaktadır. Bir diğeri de Çilehane’deki Delikli Taş’tır.”
Aleviler-Bektaşilerce kutsal kabul edilen bir diğer kaya da Minder kayadır. ‘Minder Kaya’ ise, Delikli Taşın hemen karşısında yer almaktadır. Minder kayanın arka tarafında sırt dayamak için ikinci bir kaya daha vardır. “Hacı Bektaş Veli, bu kayaya oturur doğayı ve gökyüzünü seyredermiş” yönünde Vilayetname’de rivayetler bulunmaktadır.
Delikli taşın doğu yönünde, topraklı yoldan biraz ileri doğru gidildiğinde de ‘Kadıncık Ana Mevkisi’ yer almaktadır. Az ilerisinde de ‘Kulunç Kaya’ görülür. Kulunç Kaya, biraz eğimli, oldukça kaygan bir kayadır. Halk arasında bu kayaya uzanıldığında sırt ve bel ağrılarına iyi geldiği yönünde bir inanış vardır.
Kadıncık Ana Mevkisi, günümüze kalamamış olan Alıç ağacının bulunduğu yerdir. Hacı Bektaş Veli, Çilehane’de iken Kadıncık Ana burada kendisine ekmek yapar, yemesi için götürürmüş. Ondan dolayı burası Kadıncık Ana Mevkisi olarak bilinmektedir.
Hacıbektaş’ta kutsal kabul edilen birçok tarihi çeşme bulunmaktadır. Akpınar Çeşmesi, Aslanlı Çeşme, Üçler Çeşmesi Aleviler-Bektaşilerce kutsal kabul edilen çeşmelerdir. Kutsal kabul edilen çeşmelerden biri de Zemzem Çeşmesi’dir. Zemzem Çeşmesi, Delikli taşın biraz aşağısında yer almaktadır. Aleviler-Bektaşiler, kutsal saydıkları diğer çeşmeler gibi bu çeşmenin suyunu da şifalı kabul etmektedirler.
Zemzem Çeşmesi’nin önündeki dere de ‘Cevher Deresi’ olarak bilinmektedir. Buradan alınan toprak; cevher veya cevher toprağı olarak kutsal kabul edilmektedir. Zemzem Çeşmesi’nin kuzey yönünde de Didar Ana Türbesi yer almaktadır.
Delikli taşından geçenler bilir
Abu zemzeminden içenler bilir
Günümüzde Çilehane tepesine topluma mal olmuş ozanların ve aydınların kabirleri defnedilmeye başlanmıştır. Deliktaş’a varmadan sol tarafta Halk Ozanı Aşık Mahsuni Şerif’in kabri yer almaktadır. Kabrinin yanında heykeli de bulunan Aşık Mahsuni Şerif, her yıl mayıs ayı içinde Hacıbektaş Belediye Başkanlığı’nca düzenlenen etkinliklerle anılmaktadır.
Biz acıyı bal eyleriz
Hakkımız helal eyleriz
Bize Bektaşi Can derler
Gidersek Hakka gideriz dost!
Aydınlar Mezarlığı ise Ozanlar yolunda sağ tarafta yer almaktadır. Aydınlar Mezarlığına; İlhan SELÇUK, Turhan SELÇUK, Fikret OTYAM ve Şakir KEÇELİ’nin kabirleri defnedilmiştir. Hacıbektaş Belediye Başkanlığı’nca Haziran ayında İlhan SELÇUK veTurhan SELÇUK için; Ağustos ayında da Fikret OTYAM için anma etkinlikleri düzenlenmektedir.
Aydınlar Mezarlığı’nın arka tarafında da “Şehitlik ve Şehitlik Anıtı” yer almaktadır. Hacıbektaşlı Şehit Emre TÜRKMEN’in kabri de buraya defnedilmiştir.
Çilehane’de, insanlığımızın ortak değerleri olan halk ozanlarımızı, şairlerimizi unutmamak için birçok heykel, büst ve anıt yer almaktadır.
Dönen dönsün, ben dönmezem yolumdan
2 Temmuz 1993 tarihinde Sivas Olayı’nda öldürülenler anısına dikilmiş olan ‘Ozanlar Anıtı’ ile Aleviler-Bektaşilerce “Yedi Ulu Ozan” olarak bilinen; Pir Sultan Abdal, Nesimi, Fuzuli, Virani, Şah Hatayi, Kul Himmet ve Yemini’nin büstleri ile Yunus Emre, Aşık Veysel, Davut Sulari, Feyzullah Çınar, Aşık İbrahim, Aşık Daimi ve Nazım Hikmet’in heykelleri ile ‘Semah Dönenler Heykeli’ yer almaktadır.
Gelin tanış olalım /İşi kolay kılalım/Sevelim sevilelim/Dünya kimseye kalmaz..
Sana yalvarıyor Veysel biçare
Yine senden olur her derde çare
Bir arzuhal sundum gani Hünkâr’a
Keremin, ihsanın bol Hacı Bektaş
” Halk Ozanı Aşık Veysel, son halk konserini 16 Ağustos Hacı Bektaş Veli’yi Anma, Kültür ve Sanat Etkinlikleri’nde vermiştir. Aşık Veysel, halk konseri vermek için Hacıbektaş’a geldiğinde takvim yaprakları 16 Ağustos 1972 tarihini gösteriyordu. “
Dünü günü yüz sürdüğüm Gök Eşik
Ab-ı Zemzem çilehane merhaba..
Vardım kırklar kapısına
Baktım cennet yapısına
Tapmışam Hakk kapısına
Siyah saçlarında hatem yüzlerin/ Garip bülbül gibi zareler beni..
Bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşcesine..
Çilehane’de yer alan Kemal KILIÇDAROĞLU Kültür Merkezi’nde ise yılın belirli günlerinde etkinlikler, paneller ve konserler düzenlenmektedir.
Kültür merkezinin bir bölümü ise ‘İnsanlık Anıt ve Müzesi’ olarak düzenlenmiştir. Müzenin dış cephesinde toplumumuzu derinden yaralayan; Menemen Olayı, Kahramanmaraş Olayı, Çorum Olayı ve Sivas Olayı rölyeflerle sahnelenmiştir. Beyaz güvercinler ile meşale şeklindeki masklar ise; Sivas Olayı’nda katledilen ‘masum 33 aydın insanı’ temsil etmektedir. Meşaleler de karanlık düşünceleri yok eden aydın düşünceyi vurgulamaktadır.
Çilehane, günümüzde misafirlerin piknik alanı olarak kullandığı ve dinlendiği önemli bir mesire alanıdır. Çilehane’de ayrıca lokmalarınızı da pişirebilirsiniz!